Toplumsal hayat içinde çoğunluğumuz bir koşturmaca içindeyiz. Arkada bir iz bırakıyor muyuz, farkında bile değiliz. Çünkü büyük bir çoğunluğumuz iz bırakma derdinde değiliz. Daha çok ekmek peşinde ayakta kalmak derdindeyiz.
Peki iz bırakmak gibi bir sorumluluğu olanlar ne yapıyorlar?
Bugünün sorunlarını çözme sorumluluğu olanlar ne yapma derdindeler?
Sorunları çözmek yerine büyütüyorlar mı? Bunu sorgulamalıyız!
Geleceğin sorunlarını şimdiden görebilmek ve önleme çabası kimlerin iş'i olmalı?
Geleceği öngörmek ve örgütleyebilmek için bıraktığınız iz; Sürülebilir, sürdürülebilir, izlenebilir, takip edilebilir olmalıdır.
Geçmişte kaybedilen ya da kazanılan her uğraş her yarış her zaman bir iz olabilmelidir.
Yolda yürürken bu iz'i görmeseniz de hafızaya yazılmıştır. Yolcu o izi koklar ve görür.
Zor zamanlardan geçiyoruz.
Bütün izlerin birbirine karıştığı zamanlardan.
Takipçilerinize iz bırakmanın sorumluluğunun büyük ve zor olduğu zamanlardan!
Herkesin en "doğru" biziz dediği bir zamanda doğruyu bulmak zordur.
Peki ne yapmalı?
Nasıl bir iz bırakmalı?
Yanlışın yanında durmayarak hem vicdanınızı diri tutarsınız hem de yanlışın doğru gösterilmesinin önüne geçersiniz!
Hep bir acaba sorusu bırakırsınız! Sizin "acaba" olarak bıraktığınız o "iz" mutlaka bulunur!
Zor zamanlardan geçiyoruz!
Karar vermenin zor olduğu zamanlardan! Üzerinize yüklenilen sorumluluğu yönetemeyecek kadar zor zamanlardan!
Kurumsal yapıyı kişisel şımarıklıkla bozarak çalışamaz hale getirme hakkını kendinde görenlerin hayatlarımızı ve geleceği zorlaştırdıkları, zor zamanlardan geçiyoruz.
Şımarıklık, kendini beğenmişlik, kibrin doğruyu alıkoyduğu, sakladığı zamanlardan!
Yanlışın kendini doğru olarak pazarladığı zamanlardan geçiyoruz.
Doğrunun çaresiz bıraktırıldığı zamanlardan.
Çaresizliğin, acımasızlığın, korkunun, kaygının egemen olduğu zamanlardan geçiyoruz.
Cehaletin yol gösterdiği,bilginin küçümsenerek dışlandığı zamanlardan geçiyoruz.
Bu zamanlarda iz bırakmak,iz sürmek zordur. Bu zor zamanları kolaylaştıracak insanlara ihtiyacımız var. Umarım bulundukları yerden çıkar gelirler.
Zira gözlerimiz yollarda!
Ya onlar gelecek ya da bizizdir belki de gelmesini beklediklerimiz!