USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Rabbimizi tanıyalım

01-01-2021

Bugün 2021 yılının ilk günü. Bu senenin ilk yazısında, Zat-ı Zülcelâli, esması, ef’ali, sıfatları ve şuûnatı ile Vâhid ve Ehad olan, şeriki, naziri olmayan Rabbimizden bahsedeceğiz.

Rabbimizden, yani, bütün bu kâinatı yoktan yaratan Kadir-i Külli Şey’den… İnsanı bir damla sudan var eden; anne karnı, anne rahmi ve cenini saran zar içerisinde muhafaza eden, her birine ayrı suret vererek, Yaratıcı’nın kendisi olduğunu kör gözlere de gösteren Aziz ve Rahim olan Ma’bûd-u Bilhak’tan… Her bir yaprağı, her bir otu, hatta her bir kar tanesini diğerinden farklı yaratarak, her bir zerreye Ehadiyet mührünü vuran Sâni-i Alîm ü Basîr’den… Kâinat kitabı ile bize kendisini tanıttırdığı gibi, 100 suhûf ve 4 büyük kitap ile o kâinat kitabını tefsir eden, 124 bin muallim ile insanların anlayacağı şekilde kendisini tanıtan ve tarif eden Rahman ve Rahîm olandan… İnsanları ve mahlûkatı bu dünya “misafirhanesinde” takdir ettiği zaman kadar misafir ettikten sonra, onları geçici olarak toprak altına koyup da Haşir sabahı yeniden uyandıracak, mahşer meydanında topladıktan sonra ebedî kalınacak mekân olan cennet ve cehenneme koyacak olan Aziz, Cebbar, Müntakim ve Rahîm, Zülcelâlü, Zülcemil ve Zülcemal olandan…

Nicedir, dünyada şeytanın dostları, Rabbimizi tanıtmamak, tanıttırmamak ve hükümlerini uygulattırmamak için kendini paralıyor. Mekke müşriklerinin, insanlar Kur’an-ı Kerim’i dinlemesinler diye, gürültü, şamata koparmaları gibi, insanların yönünü Yaratıcılarına dönmemesi için oyun üzerine oyun tezgâhlıyor. Nefsin hoşuna gidecek batıl işlerle, mâlâyaniyatla oyalıyor.

Dünya devletleri, akıllarını başlarına alıp, Allah’a dönüp, Allah’ın hükümlerini uygulayarak, insanların iki cihanda huzurlu olmalarını temin etmek yerine, maalesef işte o şamatacıları dinliyor. Oysa tam da bütün insanlığın kolayca, çok rahat bir şekilde Allah-u Azimüşşan’ı, onun dini olan İslâmiyet’i, onun kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i, onun Habibi ve Yaver-i Ekrem’i olan Muhammedün Emin’i (s.a.v.) dinleyip anlayacağı bir çağdayız. Zira insanlık ilimde hayli ilerledi. İşte bütün ilimler gerçekte Rabbimizin esmasının, yani isimlerinin tecellilerini anlatmakta… Bir hava zerresine bakınız: Dünya kuruldu kurulalı olmuş bütün hâdiseler o hava zerresinde kayıtlı, bütün sesler kayıtlı. Aynı anda yüz binlerce radyo ve televizyon istasyonlarının yayınları, bütün konuşmalar kayıtlı. Aynı hava zerresi insanın ağzına giriyor oksijen şeklinde hayat kaynağı oluyor. Ağzından çıkıyor, karbondioksit olarak ağaçlara ve bitkilere gıda oluyor. Aynı hava zerresi ısıyı, ışığı, elektriği iletiyor. Aynı hava zerresi dünyadaki bütün motorların çalışmasına vesile oluyor. Bitkilerin döllenmesini temin ediyor. Bir hava zerresine bu kadar vazifeleri yaptıran Allah-u Azimüşşan, zerreleri muntazaman hareket ettirerek insanın vücudunu ve bütün mahlûkatın temel azalarını bir halı gibi dokumakta, insanın yediği yemekleri dört süzgeçten geçirdikten sonra kana karıştırmakta, sonra da hücrelere yerleştirmekte…

Rabbimiz bütün mahlûkatını, hususen “Eşref-i Mahlûkat olan” insanları çok sevmekte. Vermiş olduğu hadsiz nimetlerle bizleri sevdiğini bizlere hatırlatmakta. Lütfen şu narı açıp bakınız, tanelerin dizilişindeki intizam karşısında “Allah-u Ekber!” demekten kendinizi alamazsınız. Susuz topraktan sulu karpuzu, kavunu, sulu tarladan pirinç tanesi gibi sert kaya gibi susuz maddeyi bitiren, bu dünyada yaşamamız için helal ve meşru yiyecek ve içecekleri bizlere ihsan eden Rabbimizi iman ile tanıdığımızı, ibadetlerimizle sevdiğimizi göstermekten bizi alıkoyan ne var? Nefisten, şeytandan, şeytanın uşaklığını yapan insi şeytanlardan başka…

Bakınız, bir senedir, bir mikroptan korunmak ve kurtulmak için, idarecilerin her dediğini yapmaktayız. Sokağa çıkılmayacak, tamam! HES kodu alınacak, tamam! Maske takılacak, tamam! Sosyal mesafeye dikkat edilecek, tamam! Taziye yapılmayacak, tamam! O tamam, bu tamam! Niçin? Bir mikroba bulaşmamak için… İyi de, Allah-u Azimüşşan cehennem hapishanesine girmememiz için yasaklar getirmiş, cennet gibi ebedî saadet diyarına girebilmemiz için bazı mükellefiyetler va’z etmiş. “Sizi ben yarattım. Benim hükümlerimle amel edeceksiniz, hükmedeceksiniz!” ferman buyurmuş. Bunu niye kaale almıyoruz. Bir mikrop karşısında hazır olda duran insanlık, Rabbu’l Âlemîn’in emirleri karşısında bu kadar nankörlük ederse, bugün onu bir koronayla perişan eder, yarın akla, hayâle gelmeyecek tokatlarla…

Ya Rabbi! Bu senenin ilk günü, sana yöneldik, sana sığındık, senin kulun olmaya ahd ettik. “Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk!” diyoruz, ya Rabbi! Sen bize bu dünyada da gerçek saadeti göster…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?