Dikkat ettiniz mi sürekli bir sakınma halindeyiz. Anamız, babamız, eşimiz, dostumuz, kardeşimiz, arkadaşımız sürekli uyarıyor bizi: SAKIN. Biz çocuklarımızı uyarıyoruz: SAKIN. Bir korku halindeyiz; Başımıza her an bir şey gelecekmiş gibi içgüdüsel bir refleks oldu ‘SAKINMA’.
Oraya gitme, burada görünme, şunu yazma, ona dokunma, gece sokağa çıkma, çok konuşma, sus. Hayatımız bir şeylerden sakınmak üzerine kurulu. Kendi küçük ‘adacıklarımıza’ sığındık. Kimse kimseye el uzatmasın, kimse kimsenin sıkıntısına ortak olmasın, acısını paylaşmasın. ’Hezeyanlara’ sıkıştırıldık. Şehirlerde, kırlarda bir diğerinden sakınarak yaşıyoruz. Her an bir ‘kötülük’ bizi bulacakmış gibi dikkatli ve ürkek olmamız söyleniyor. Bir arada yaşama kültürünü yok eden kural tanımazlık,saygısızlık, sevgisizlik enjekte ediliyor sanki. Her an bir kaos ve kargaşa ortamında bulabiliriz kendimizi. Sürekli bir bağır çağır, feryat figan kulaklarımızda.
Trafikteysek ters şeritten her an karşımıza birisi çıkacakmış gibi dikkatli olmalıyız. Caddede yürürken başımıza bir saksı düşecekmiş gibi yürümeliyiz. Ya da her an bir araba durakta otobüs bekleyenlere dalacakmış gibi tetikte olmalıyız.
Çocuk istismarcısı, tecavüzcüsü, hırsızı, katili, teröristi, provokatörü, işbirlikçisi daha neler neleri bir köşebaşında bizi bekliyor gibi ürkek ve korkak olduk.
Ve dahası öfkesini, hıncını, nefretini, sevgisizliğini, içinde biriktirmiş patlamaya hazır bir güruhla karşı karşıya kalabiliriz.
Bunlar bir gözlem. İşin garibi bu SAKINMA durumlarından birisi birinin başına geldiğinde, o an birilerinin çıkarına geliyorsa susuyor ‘kıs kıs’ gülüyor. Bir haksızlık hukuksuzluk, bütün topluma yapılıyor sayılıp, bu benimde başıma gelebilir diyerek onu tüm gerçekliği ile ortaya çıkarıp önleyici tedbirler alınırsa toplumsal yarar sağlanır.
Toplumu birbirinden sakınarak değil, bir arada barış, dayanışma içinde tutacak politikalar geliştirecek siyasi anlayışlara ihtiyacı var, ülkemizin. Bizi birbirimizle korkutan sürekli bir ‘SAKINMA’ refleksine ‘mahkum’ eden ‘durumların’ bitmesi hepimizin beklentisi isteği olmalı. Bizi bir arada tutan sınırlar içinde, ülkemiz dediğimiz bu topraklarda, devletimiz dediğimiz bayrak altında barış ve demokrasi içinde yaşayacağımız bir hayat için aklı selim, vicdanlı insanların çoğalması bir araya gelmesi çözüm üretmesi gerekir.
