Güzel bir dünya güzel bir ülke hayali kuran insanların cevap vermekte zorlandığı en önemli soru şu: Ne yapmalıyız?
Bu ‘ne yapmalıyız’ sorusunun esasında bir yol haritası ve pusulası var. Gel görelim yol haritasına ve pusulasına bakmaktan yorulmuş ‘yol yorgunlarına’ önemli bir nasihat olarak bu yazının başlığını söylemek kalıyor: Şapkanı önüne koyup bir düşün bakalım!
Bu yazı bir yol haritası ve pusula vermekten çok içine kendimi de katarak söylediğim bir ‘nasihat’: Şapkanı önüne koyup bir düşün bakalım!
Bu yazı çevresi kendisiyle ve birbiri ile uğraşan didişen kişiler tarafından kuşatılmış bir insanın ruh haliyle yazılmıştır. Değil mi ki dünyayı değiştirmeye çalışan insanların en önemli sorunsalı kendileri ve çevreleridir. Onlara sesleniyorum: Yeter artık birbirinizle uğraşmaktan vaz geçin!
Bu yazı bir siyasi parti için yazılmamıştır. Bir şehir için de yazılmamıştır. Bir şehrin içinde yaşayan sürekli birbirleri ile uğraşan ,didişen ‘partililer’ için de yazılmamıştır.
O şehir de Üsküdar diye bir ilçe yoktur. Keşke olsaydı! Hiç değilse ‘At’ı alanın Üsküdar’ı geçtiği’ hemencecik görülebilirdi. Ancak, heyhaat kaybetmelerine rağmen aynı şeyleri yapmaktan geri durmamak tek bir şeyi akla getirmekte: Başlarının üzerinde şapka yoktur. Yoksa,kesinlikle şapkalarını önlerine koyup düşünürlerdi diye düşünüyor insan. Yoksa,birbirleri ile bu kadar uğraşmak ne anlama gelebilir ki!
O şehre yazık olmaktadır!
O şehirde ol hikaye şöyle başlar: Bilmem hangi “iç savaşta” şapkalar düşürülmüştür. Şapkaların önüne koyulup düşünme vakti çoktan geçmiştir. Belki de geçmemiştir, yeni bir seçim yaklaşmaktadır ve zaman hızla ilerlemektedir.
Çabucak, kaybetmenin bütün nedenleri bulunup çıkarılmalıdır. Birbiri ile uğraşmaktan vazgeçilip ‘ateşkes’ ilan edilmelidir.’ En iyisini ben bilirim’ yerine ‘benim de bilmediklerim var’ yaklaşımı gösterilmelidir. Omuz omuza yan yana durulmalı, aklıselim davranılmalıdır… Bunlar çoğaltılabilir! En önemlisi bir araya gelmenin gereklerinden birisi ‘güven’ duygusu inşa edilmelidir.
Bu yazı bir şehir için yazılmamıştır. Bir parti için yazılmamıştır. Bu yazı kaybetmenin en önemli koşulu olan: Şapkasını önüne koyup düşünmeden davrananları görerek; Kişisel sorunlarınız beklentileriniz halkın yararına değil, sizin de yararınıza değil diye uyarma yazısıdır. Bu yazı ‘Durun siz aynı değerler için mücadele ediyorsunuz, kavga etmeyin’ yazısıdır.
Kavga ediyorsanız ya değerleriniz farklıdır ya da yolunuz!
Bu yazı bulundukları partiyi kavgalı hale getirip,sürekli başkalarını eleştirip bir kez olsun özeleştirilerini veremeyenlere “Ya kardeşim o hatalı, bu hatalı, sende hiç mi hata yok! Şapkanı önüne kay da bir düşün” yazısıdır.
Bu yazı bir şehir için yazılmamıştır.
Bu yazı bir parti için de yazılmamıştır.
Bu yazı bir kişi için de yazılmamıştır.
Bu yazı geçmişi kaybettik,hiç değilse geleceği kazanalım yazısıdır.
Bu yazı bir şehirde umut arayan vatandaşların ‘Biz sizin kendi aranızdaki kavganın kişisel nedenlerini duymak değil, bizim için barış içinde bir arada olduğunuzu duymak istiyoruz’ yazısıdır.
NOT: Bu yazıdaki her bir sözcük özenle seçilmiştir. Yine de ‘sürçülisan’ eylediysem affola.
