Sizin de çevrenizde böyleleri vardır. Ne çok şey bildiklerini ima etmeye çalışırlar. Ne çok gizli saklı işlerden haberdardırlar. Ohoo, 'uyanda balığa gidelim' havasındadırlar...
Koltuklarına yaslanıp şöyle bir küçümser tavırla bakarlar...
Kendine gizli bir tavır takınıp,kelimesini seçer gibi yapıp dudağını eğip büker. Ve nihayet konuşur: "Sizin bilmediğiniz şeyler var, ben biliyorum size söyleyemem, siz söyleyeceklerinizi söyleyin, gereken cevapları sonra veririm hatta vermem, bileceğiniz kadarını söylerim, bana güven miyor musunuz?
Bu işler öyle senin bildiğin gibi dönmez!"
Nasıl 'DÖNER' diyemezsiniz,çünkü 'gizlilik ilkesi' yara alır, sorguya gelmez!
Gizemli,şeffaflıktan nasibini almamış cümlelerle bir kişisel ilişkinin, bir toplantının bir toplumsal ilişkinin sürdürüldüğüne çok tanıklık ettim. Ve daha çok sabır ettim, sabır ettik!
Sonuç?
Hiç!
Hiç bir şey değişmiyor!
Oysa, siz nezaketinizden susuyorsunuz.
O ise sizi 'salak' yerine koyarak 'değersizleştiriyor'.
Geçenlerde birisini ziyarete gittim. Bir konuda haklı olduğunu belirtmek ve küçük bir özeleştiri yapmak isteyerek, cümleme "Haklıymışsın" diyerek başlama gafletine düştüm.
Bana alttan yukarı doğru bir bakışı vardı ki, "ne sanıyorsun ya elbette haklıyım" der gibi. Özeleştirim boğazıma düğümlendi. Vay be dedim samimiyet nasıl da 'zaafiyete' dönüşüyor. Yaptığınız özeleştiri nasıl da 'kötü niyete' alet oluyor!
Siz ne kadar 'ŞEFFAFLIK" çabası içerisinde olursanız olun, karşıdakinin şeffaflık anlayışı 'sana bilmen gereken kadarını söylerimden' öte gitmiyor. Çünkü, 'gizli saklı işleri' bir güç olarak değerlendiriyor.
Şeffaflıktan uzak olan hiç bir 'İLİŞKİNİN' ne yazık ki "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ" yok!
Geride kalan şu üç aylık süreçte,tekrar tekrar dönüp 'Şeffaflık' konusunda aldığım notlara bakıyorum.
17 Mart 2023'te şöyle yazmışım:
Uzun bir yolculuğın son düzlüğündeyiz. Bu 'düzlükte' önümüze her şey çıkabilir. Bunlara hazırlıklı olmak gerekir.
Bu 'düzlükte' kişilerin kaprislerine, kıskançlıklarına, eksikliklerine,yetersizliklerine, kişisel hesaplarına dikkat edilmesi gerekir.
'Şeffaflık' ve 'asgari müşterekler' bir testiyi taşır gibi taşınmalı. Aman ha!
Testi kırılmamalı!
Bugün 14 Haziran 2023 ne yazık ki testi çoktan kırılmışmış!
28 Mart 2023'te şöyle yazmışım:
Şeffaf bir yönetim anlayışı için; Ortak mücadele etmek, ortak bilinç geliştirmek, çaba harcamak, emek vermek gerekir.
Dün başka bugün başka değil, dünden beri sürdürülen ilkeli bir tutum, ortak idealler başarı getirir.
Mart ayının öncesinden başlayan Mart ve Nisan ayında devam eden ŞEFFAFLIK çabası, uyarısı, uyarıları ne yazık ki beyhude ymiş.
Birilerinin hesaplarına uymayabiliyormuş sizin söyledikleriniz!
Sonuç?
Hiç?
Hızlı bir MAYIS yaşadık. 'Rüzgar gibi geçti. 'Esen rüzgarı kontrol edemedik. Esti bitti! Umut başka bahara...
Bugün HAZİRAN!
Aylar kendi döngüsünde devam ediyor. Sular ısınıyor,ısınmaya devam edecektir.
Şeffaflıktan uzak ilişkilerde kazananlar mutlaka olacaktır. Kazanmaya devam edecekler.
Ancak kaybeden insanlığın yüce kavramları olacaktır. Sevgi, güven, ilke, ideal ve bunları düzenleyen siyaset, ekonomi, hukuk, adalet kaybedecektir. Ne çok şey kaybettik en çok da birbirimizi! Ve tabi ki İNSANLIK!
Şeffaflıktan uzak her söylenen söz çok şeyin değişimini geciktirecektir. Ve kurulu düzen kendi mecrasında çarkını işletmeye devam edecektir.
Sonuç?
Hiç!
Biz kendi köşemizde 'Türkülerimizi' söylemeye devam edeceğiz.
Eşlik etmek ve eşitlik isteyenler çoğalması dileği ile "Sen türkülerini söyle ve gülümse küçüğüm."
