USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tahsil hayatım (2) ilkokul, ortaokul, lise tahsili

19-11-2021

İlkokula 6 yaşında başladım. Okumayı öğrenir öğrenmez, habire kitap okumaya, 2. sınıftan itibaren kitaplar satın almaya başladım. Evde kendime ait bir kütüphanem vardı. 4. sınıfta âdeta “müdür yardımcısı” olmuştum. Şöyle ki; Okul Müdürümüz Turgut Ergin, sınıf öğretmeninden izin alarak, bazen son iki derste bana not cetvellerini ana deftere kaydettirirdi. Bütün öğretmenler not defterlerini getirir, ben de onları o büyük deftere kaydederdim. Karneleri de yine ben doldururdum. Onun için okuldaki herkesin notlarını ilk önce ben görürdüm. Merhum Turgut Ergin hocamdan çok şey öğrendim. Çok titiz biriydi, mükemmeliyetçi idi. Sıkı çalışmalarımın sonunda ciltli, çok güzel cep defteri, dolmakalem hediye ederdi. Bir de, “Aferin!” derdi. Turgut Bey’den “Aferin” almak öyle kolay bir iş değildi. Bizim zamanımızda ilkokulu bitirirken ayrıca bütün derslerden imtihan olurduk. Bütün karnelerim hâlâ durur. Pekiyi ile mezun olmuştum.

Ortaokulu, evimizin yakınındaki İmam-Hatip’te okudum. Okulumuz güzel, hocalarımız güzel, arkadaşlarımız güzeldi. Bizim zamanımızda İmam-Hatip’in orta kısmı dört sene idi. Tefsir ve Kelam dersleri de vardı ve eğitim çok kaliteli idi. Son sınıfta bütün derslerden “bitirme imtihanı” olmuştuk.

Meslek dersleri hocalarımız beş vakit namazı kazaya bırakmadan kılmamıza çok dikkat ederler ve sık sık bunun üzerinde dururlardı. Kur’an-ı Kerim hocamız Hasan Tahsin Feyizli’den çok şey öğrendim. Tabiat Bilgisi dersimize gelen Ahmet Akdeniz hocamız, defterine yazdığı Risale-i Nur’dan parçaları okur, Fen derslerini Kur’an hakikatleri ile süslerdi.

Son sınıfta 12 Mart darbesi oldu, darbeciler İmam-Hatip’in orta kısmını kapattı. Babam, “Bunlar (darbeciler) sizi okutmaz, üniversiteyi kazanamazsın, gel seni liseye kaydettirelim!” dedi. İstemedim, “Ben İmam-Hatip’te okuyacağım” dedim. Babam ısrar etti, gidip Atatürk Lisesi’ne kaydolmak istedik. Bize, ilk önce, “Fark derslerini vereceksiniz” dediler. Sonradan, “Bütün derslerden imtihana gireceksiniz” dediler. Önümüzde ise yalnızca ikmal imtihanlarının yapıldığı bir Eylül devresi vardı. Neyse imtihana girdik. Resim, müzik, beden eğitimi dâhil, bütün derslerden (ortaokul 1, 2, 3) imtihan olduk. Yalnızca Matematik’ten tek dersten (orta 3) ikmale kaldım. İkmal imtihanı ile onu da verdik. Böylece iki ortaokul diplomam olmuş oldu.

Ben yine liseye İmam-Hatip’e gidiyorum. Bir gün idareden çağırdılar, “Senin kaydın silinmiş. Sen liseye kaydolmuşsun” dediler. Meğerse babam, ortaokul derslerini de verdikten sonra beni liseye kaydettirmiş. Böylece liseyi Atatürk Lisesi’nde okudum. O sırada modern eğitim başlamıştı. Lise iki bölüme ayrılmıştı, Fen ve Edebiyat diye. Ben Fen koluna yazıldım, orada da Matematik bölümünü tercih ettim. Lise 1’de okul birincisi idim. Lise 2’de Resim dersinden ikmale kaldım. Hikâyesi şöyle: İmam-Hatip’ten geldiğim için bana okulda “Hoca” diye hitap ediyorlardı. Bir gün resim dersi öncesi bir arkadaşımız, “Hoca, ben de yaz tatilinde hocaya gittim, bak Kur’an harflerini biliyorum!” dedi ve tahtaya, elif, be, te, se diye yazdı. Yazdıklarını silemeden ders zili çaldı ve resim öğretmeni derse girdi. Sınıfa girer girmez tahtadaki yazıyı gördü. Müthiş bir sinirle bağırıp çağırmaya başladı. “Kim bu yobaz, kim yazdı bunu!” dedi. Sınıftan bir ses, “Hoca yazdı!” dedi. “Kim bu hoca!” dedi. Ben ayağa kalktım. “Sen mi yazdın!” dedi. “Hayır!” dedim. “Kim yazdı?” dedi. Söylemedim.

Bu Laik Bey bize kafayı taktı. İlk yarı resim dersi karnemde 4 idi (bu zayıf demekti, değerlendirme 10 üzerinden yapılıyordu). İkinci yarı da 4 ve ben yalnızca resim dersinden ikmale kaldım. Kasıtlı olduğu şuradan belli: Yazılı oluyoruz. Masanın üzerinde bir vazo içinde çiçekler var. Onu çizeceğiz. Sırf kasıtlı davrandığını ispatlamak için yan yana oturduğum Said Çeleğen’le kâğıtları değiştik. O 10 aldı, ben 4. Hâlbuki ikisini de çizen Said’di. Neyse araya okulun bütün öğretmenleri ve müdür bey girdi de Laik Bey güçlükle ikna oldu ve ben ikmalde 5 alarak paçayı kurtardım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?