Bu ekonomik krizde insanlar yaklaşık % 500 fakirleştiler. Bu rakam abartmadır diyenler olabilir. Basit bir örnek verelim. Gaziantep'te krizden önce 1 TL'ye aldığımız simit, şu an da 5 veya 6 TL'dir. Diğer ürünler de yaklaşık 5 katı artmış oldu. Efendim, bu zamları özel sektör yapıyor veya dış güçler yapıyor, bizi ne yapalım diyenler olabilir. Bu durumda hükümet, ya iç piyasada zam yapanların haksız kazanç sağlamalarına engel olacak, ya da 5 katı fakirleşen dar gelirli insanların sofrasındaki ateşi söndürmek için herkesin sofrasında bulundurmak zorunda kaldığı temel gıda maddelerini vatandaşa ucuza yedirecektir.
Sosyal devlet veya devlet baba olmanın gereğidir bu mesele. Sadece AKP'li yeşilkartlı fakir seçmene gıda yardımı yapmakla adil dağıtım olmuyor. Bu yardımın tabana eşit yayılabilmesi için bazı ürünlerin herkesçe ucuza alınabilmesi için destekleyici yasalara ihtiyaç vardır.
Örnek verecek olursak, savaş öncesi 21 milyon nüfusa sahip Suriye'de temel gıda maddelerinden bazılarını devlet pahalı şekilde ithal ediyordu, halka ucuza veriyordu. Bunlardan ekmek, çay, şeker, yağ, peynir, zeytin, et, bulaşık deterjanı, sabun ucuz fiyata veriliyordu. Elektrik, su ve petrol ülkesi olduğu için ısınma amaçlı gaz veya mazot bedava veriliyordu.
Suriye, Türkiye'den güçlü bir ülke değildir. Suriye bunu yaptığına göre, Türkiye de fevkalade yapabilir. Hatta Türkiye 50 yıl önceden bu vatandaşa temel gıda maddeleri için destek vermeli idi. Geçikmiş bir projedir. Şu anda can yakıcı bir pahalılığın yanında can yakıcı yoksullaşma ile karşıkarşıyayız. Sosyal patlamaların olmaması için bu tedbirlerin vatandaşın lehine olacak bir şekilde alınması elzem olmuştur. Söylemesi bizden, uygulaması hükümetten.