Ah ah ah!
10 yıldır Gaziantep'te Suriyeli Türkmenlere bedava danışmanlık yapıyorum. Onların gençlerinde Türklük şuurunun oluşabilmesi için seminer veriyorum. Onlara dernek kurdurduk. Parti ve yüksek meclis kurdurduk ki, kurulabilecek yeni hükümette yer alabilmeleri için hazır olsunlar.
Bu suyeli düşmanlığını defalarda izah etmişimdir. Yine de anlamayan kardeşlerimiz vardır. Bu mülteci düşmanlığından kimseye bir ekmek çıkmaz. Başka işlere bakalım.
Yaklaşık 100 yıl önce tel örgü konulmuştu aramıza. Sınır boylarına iskan ettiğimiz türkmen ve kürtmen boylarımız bir sabah kaltıklarında tel örgüyü gördüler ve başka ülkenin topraklarında olduklarını anladılar. Köylerin tam ortasından geçmişti tek örgü. Ağlamalar, feryadı figanlar göklere çıkıyordu. Liseli Türkmen bir çocuğun yazmış olduğu şiiri okuduğumda ağlamıştım.
"bir gün sabak kalktım ki,
başka bir ülkedeyim.
Herkes ağlıyor.
Tel örgüler arasında elleri kanarcasına, birbirini bırakmayan aşıkların ağlaşmalarını gördüm.
Aman Allahım!
Bu kaderi ben mi yazdım!"
Diyordu. Ağlamamak elde değildi. Ya bir de bir asır dili eğriler geldi, dili eğriler gitti derlerse, size ayak işlerini verirler, çocuklarınıza iş vermezlerse, çocuklarınız ayakkabı boyacısı veya dilenci olsalardı ne yapardınız türk kardeşim?
Barak bölgesinde tarihe mal olan Ezogelinin suriye tarafına gelin gitmesi ve çekilen acıların simgesi olmuştur. Ateş düştüğü yeri yakar. Bir taraftan 100 yıl sosyalist arap rejimi altında inileyen ve Türkmencilik suçundan cezaevinden türkiyeye kaçırılan Ayvazoğlu, bir taraftan o gelinceye kadar zindanlarda çürüyen genç ve güzel eşi ve oğlunun acıları, bir taraftan tel örgünün arkasındaki türkiye hasreti... Ve Fransızlara karşı çete savaşı veren kuvva-i milliyeciler...
Bir taraftan suriye iç savaşı sonunda ülkemize akın eden mülteci akını ile suriyede esir Türkmenlerin varlığını daha yeni öğrenen Türk Milliyetçilerinin suriyeli düşmanlığı. Yani bu kadar acımasız türkçü geçinenlerin suriyeli Türkmenleri geri gitsinler diyerek, onları varil bombalarının altına sürmeye çalışan şuursuz insanlara soruyorum, 100 daha mı bu çileyi çeksinler, ağıtlar yaksınlar, tel örgülerin aralarında vatan hasreti ile yaşasın ve tel örgülerin dibin de araplaşmış olarak mı ölsünler? Bunları mı istiyorsunuz, türkücü kardeşlerim?
Allahtan korkun, tuzunuz kuru diye, herkesin tuzunu kuru zannedenler, suriyeli diye ötekileştirdiğiniz insanlardan bari türkmenleri ve türk soylu kürtleri suriyeli kavramının dışına çıkarın. Bu ayrımı yapmak turan davasında cehaletimizin vehametinin boyutunu gösterir.
Vah ki vah!
Kaş yaparken göz çıkaran dava arkadaşım. Birazcık suriye türkmenlerini okuyup araştırmak çok mu zordur?
2,5-3 milyon suriye Türkmeni ve bir o kadar kürtmen akrabalarımız pkk nın ve deaşın tehdidi altında topraklarını evlatlarını, mallarını yurtlarını kaybettiler ve terk edip anavatanlarına sığındılar. Benzeri olmayan Travmalar yaşıyorlar. Yarınımız ne olacak diyorlar. Bu yetmiyormuş gibi bir de suriyeli düşmanlığı yapan türkücü dava arkadaşları ile mi uğraşsınlar? Birazcık huzuru, birazcık hürriyeti onlara çok mu görüyoruz? Hükümetin yanlış Bop Projesinin kurbanı olan bu soydaşlarımıza karşı yapılan düşmanlığa son vermezsek, çok komik bir Türkçülük tanımı ile tanışmış olacağız. Beyler derhal kendimizi düzeltelim. Saygılar.
