USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TÜRKÇE İBADET OLUR MU?

18-07-2021

Değerli dostlar, yazar araştırmacı arkadaşlar bu Türkçe kuran okumak ve Türkçe ibadet etme meselesi hep yanlış anlaşılmıştır. Bu Diyanet İşleri başkanını da sevmem ki savunayım. Bu konu dini bir konu olmakla beraber teknik bir konudur. Bilen de bilmeyen de konuşuyor, yok ille de Türkçe isterim diyorlar. Ben de Türkçü bir ilahiyatçıyım. Alanım ilahiyat olduğu için bu konuda uzun makalelerim vardır. Ancak kısaca özetlemeye çalışayım.

Semavi bir metin veya kul yazması bir şiir hangi dil ile gönderilmiş veya yazılmış ise ona orijinal metin deriz. Kur'an-ı Kerim'in orijinal metni Arapça gönderilmiş, ağır mana, şiirsel ve edebi yönü de vardır. Arapça'nın 7 lehçesinden en ağır olan bir lehçe ile yazılmıştır. Arapça zengin bir dildir. Her arap, arapça bilmesine rağmen Kur'an-ı Kerim'in arapçasını anlayamayabiliyor. İngilizce gönderilmiş olsa orijinal metin ingilizce olur. Türkçe gönderilmiş olsaydı, orijinal metin Türkçe olurdu. Bu durumda orijinal metinden başka bir dile çeviri yapılacak olsa, gerçek manayı yakalamak çok zordur.

Aynı manayı çağrıştıran yaklaşık sözcükler seçilir. Bazı dillerde o manayı karşılayacak sözcük de bulunamayabiliyor. Aynı zamanda çeviri yapılacak dilin alfabesinde de aynı harfler bulunamayabiliyor. Bu teknik engelden dolayı diğer dillere çeviri yüzdeyüz çeviri olmuyor. Yakın mana oluyor. En zengin dillerde bile bu uyuşmazlık olabiliyor. Ayrıca bir cümleyi başka bir dile çevirdiğiniz zaman devrik cümle oluştuğundan anlam, tema ve yüklenen mana, ölçü ve kafiye de bozulabiliyor. Sizin dilinizle yazılan ve sizi duygulandıran ve hatta ağlatan bir mektup veya şiir, başka dile çevirildiğinde o duyguyu alamadığınızı görürsünüz.

Kur'an-ı Kerim'in orijinal metni de böyledir. Başka dile çevrildiğinde asıl manayı ve duyguyu, ölçüyü, sanatı, musıkiyi, armoniyi bulamazsınız. Bu teknik engel bütün dillerde karşımıza çıkacaktır. İlle de bir anlam bozulması olur. Ayrıca latin alfabesi ile arapça metin yazmaya kalkarsanız, karşınıza olmayan harflerin sorunu çıkar.

Örneğin arapçada خلاق yani ğallak, ğalik yaratıcı demektir. Latin alfabesinde arapça orijinal Ğa harfini karşılayacak harf yoktur. He harfi vardır. Ancak hallak, halik yazabilirsiniz. Hallak, berber demektir. "Ğalekallahussemevati vel ard." yerin ve göğün yaratıcısı Allah, ayetini latin alfabesi ile yazmaya karkarsanız, yerin ve göğün yaratıcısı berber diye yazmış olacağınızdan berberi Allah'a ortak koşmuş olursunuz. Allah'a şirk koşmaktan dolayı dinden çıkarsınız. Bu teknik engelleri herkes bilemeyebilir. Kur'an-ı Kerim'in meali bile yeterli anlamı veremediği için,  tefsirlere başvurulmuştur. Bütün dünya dilleri ile meal ve tefsir yazabilirsiniz, ancak başka dillerin alfabesi ile Arapça yazamazsınız.

Örneğin İngilizce veya Türkçe dilde yazılmış orijinal bir eseri arap alfabesi ile yazmaya kalkarsanız aynı teknik engel ile karşılaşırsınız. Nitekim Arap alfabesi ile Türkçe metinler yazmaya kalkınca, osmanlıca gibi uyduruk metinler ortaya çıktı. Çünkü Türkçe lisanı konuşurken onu karşılamayan harfler çıktı karşımıza. Ç, P, O, Ö, Ü, J, A, G, I gibi harflerin arap alfabesinde bulunmayışı osmalıca Türkçe'sinin yazımını hayli zorlaştırdı. Sonra arap alfabesine ek harfler eklenerek osmanlıca Türkçe'si yazılabildi, ancak yine de çok verimli olmadı.

Arapça B harfinin altına üç nokta konuldu P harfi oluşturuldu. Cim harfinin altına üç nokta konuldu, Ç harfi oluşturuldu. Kef harfine biraz kavis verildi G harfi oluştu. Daha örnekler verebiliriz. Asıl  Arap alfabesinin Türkçe ses fonetiği ile uyuşamaması nedeni ile bu teknik konudan dolayı Mustafa Kemal Atatürk latin alfabesine dönmek zorunda kaldı. Çünkü latin alfabesi Türkçe harf fonetiğine daha yakındır. Bu durumda Kur'an-ı Kerim'i latin alfabesi ile arapçasını yazmaya kalkma sevdasından vazgeçelim.

Gelelim Arapça süreleri namazda Türkçe okumaya kalkışmak nasıl olur? Namazın farzlarında biri namaz surelerini kraet ile okumaktır. Bu durumda mealini okumuş oluruz. Bunda gerçek kraet terkedileceği için namaz kabul olmaz. Türk olan İmamı azama göre yeni namaza başlayan bir kişi arapça kısa bir kuran suresini ezberleyinceye kadar 24 saat kendi dili ile namaz kılmaya izin veriyor. Sureyi ezberleyince artık kendi dili ile namaz kılamaz. Ancak namazda kuran sürelerini değil de hutbe ve dua kısmını herkes kendi dilince yapabilir. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?