Türkçe Kur'an denilince ne kast ediliyor, bunu isteyenler de ne istediklerini bilmiyorlar. Araplara ve Arapçaya olan alerjisinden dolayı Türkçe Kuran istiyoruz diyenlerin sayısı gittikçe artıyor. Çünkü kuran ve Arapça konusunda yeterli bilgiye sahip değiller de ondan. Bu konuyu maddeler halinde ele alalım:
1. Kuranın Arapça aslı vardır ve Arap alfabesini bilenler aslından okurlar.
2. Kuranın kelime manası dediğimiz meali yani anlamı vardır. Bu meal değişik alfabelerle değişik dillere çevrilebilir. Türkçe mealler olduğu gibi.
3. Mealinin yeteri kadar anlaşılamadığı durumlara karşı tedbiren bu kuran tefsirleri vardır. Bu tefsirler her dilde ve her alfabeden yapılabilir. Bunlarda sorun yoktur.
4. Ancak sorun kuranın Arapça metnini diğer alfabelerle Arapça yazma çabalarındadır. İşte burada teknik olarak sorun çıkmaktadır.
Ee biz Arap alfabesini öğrenmek yerine Latin harflerle kuranın Arapça metni yazılsın da biz de Arapça’dan okuyalım diyenler var ve buna Türkçe Kur'an diyorlar. Latin alfabesi ile Arapça yine anlam yönünden anlaşılamayacağına göre aslında yine meale ihtiyaç vardır. Latin alfabesi veya Arap alfabesinin dışında başka alfabelerle yazılan Arapça kuranı kerimlerin yine anlamı anlaşılmayacağından meale ihtiyaç var. Arap alfabesinde bulunan ancak Latin alfabesinde ve başka alfabelerde bulunmayan harfler, Allah’ın murat ettiği manayı verememektedir. Bu durumda başka manalar çıkmakta hatta küfre gidilebilmektedir.
Örneğin. Arapçada boğazdan sert okunan خ harfi vardır. Ancak Latin alfabesinde bu harf yoktur. Yerine h harfi ile yazılmaktadır. Arapça yaratıcı yani ğaleka خلق sözcüğünü Türkçe’deki h harfi ile yazdığımızda haleka olur. Arapça’da berbere hallak derler. Yani Türk harfleri ile halekallahu ssemevati vel ard. Yazarsak yerin göğün yaratıcısı berberdir demiş oluruz ve küfre gideriz. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bu nedenle Türkçe harflerle arapça kuran yazmaya kalkınca felaket olur.
Yazılanlara da itibar etmemek lazım. Tecviti de latin harflerle uygulamak imkansızdır. Arapça enla yazılır ella okunur. Türk harfleri ile yazılan kuranda enla yazılırsa okuyucu enla olarak okur. Ella diye okuyamaz. Türkçe mealler zaten var. Meallerde sıkıntı yok ancak anlam yönünden yetersiz olmalarına rağmen insanı küfre götürmezler. 5. Eğer Türkçe Kur'an yerine Türkçe ibadet kast ediliyorsa yine Türkçe, Aarapça kuran ayetlerinin anlamını bulmada yetersiz kalır. Bazı harflerin karşılığı olmadığı gibi bazı kelimelerin de karşılığı yoktur.
Bu nedenle tefsirlere ihtiyaç duyulmuştur. Kuran en ağır ve edebi arapça ile yazıldığı için Araplar dahi Arapça tefsir yazmaya ihtiyaç duymuşlar. 6. Ayrıca Fransızca veya Türkçe bir şiiri aslına uygun okursak, o dili bilenler sanatından etkilenir ve duygulanırlar. Başka dile çevirdiğimizde ölçü ve kafiyesi bozulur. Verilmek istenen duyguyu kaybeder. Düz bir metin halini alır. Kuranın da şiirsel ve sanatsal yanı vardır. Ölçüsü kafiyesi vardır. Tecviti musıkisi yani armonisi kıraati vardır. Bunlar yok olunca kuran herhangi bir metin halini alır şifa olmaktan çıkar.