Gerek Özbekistan ve gerekse de Afganistan ve Pakistan arasındaki bir süredir sürdürdüğüm bilgi paylaşımlı telefon görüşmelerim neticesinde, bu bahar aylarında Taliban hükümetini devirmek ve Afganistan'ı kurtarmak üzere Özbek'lerin bir dizi saldırı başlatacaklarına yönelik duyumlar ve resmi kaynaklı bilgiler edindim...
Bu durumun bir de İran ayağı var elbette. İran'ı da ABD ve siyonist işbirliğinde ciddi mana ve eylemlerle yıpratacaklar. Kısacası bu önümüzdeki bahar aylarında içerinde yaşadığımız bu coğrafya yeniden alevlenecek...
Bu durum yine elbette her zaman olduğu gibi ekonomik sıkıntılarımızın peş peşe artacağına işaret etse de emperyalist ve siyonist düşünce getirisi olarak Türkiye'yi catışmaların içine de çeķme çalışmaları daha şimdiden kendisini belli etti...
O yüz yıllık planları halen devrede olan bu güç odaklarının dünya ticaret yollarının yeniden şeillenmesini istedikleri de bir gerçek. Enerji ve özellikle su savaşlarının sıcak çatışma alanlarına dönüşeceğini iyi okursak, aslında Türkiye'nin güvenliğinin Afganistan topraklarından başladığını Türķ koridorunun ne kadar çok önemlilik arz ettiğini de fark ederiz!
Şimdi tüm kirli senaryolar ve kanlı senaryo planları bu işaret ettiğim noktalarda yoğunlaşacak. Ülkemizin siyasi erkleri ve liderleri yerel seçimlere odaklanmış olsalar da kapalı kapılar ardında dış odaklı şer planlar çoktan devreye sokuldu bile....
Uyanık, çok uyanık olmak zorundayız. Yakın süreçte bugünkü siyasi iktidarın tüm güçlerinnden beslenen büyüķ ortakĺı birçok yatırım konsorsiyumlarının halka açıĺma adı altın da halka arz edilmelerine şahit olacağız birer, birer!...
Ekonomi ve askeri alanda Türkiye'de cephe açma gayretleri artan enflasyon ve hayat pahalılığını azami oranda tetikleyecektir. Herşeye hazırlıķlı olmalıyız!
Bu arada 14 şubat sevgililer günü sebebi ile bu güzel ülkemin tüm vatandaşlarımızın sevgililer gününü canı yürekten kutluyorum. Hayatımdan tamamen alkolü çıkarmış bulunuyorum. Beni çok seven ve bana değer veren aşkımı da istemeden de olsa kırmış bulunuyorum. Çok üzgünüm ve kendim için bir söz vermiş olmanın da vicdani yükümlülüğünü taşıyorum...
Buhran ve kaos ortamlarında fırtınalar yaşarken, böyle özel günlerde elimizde olmayan sebepler nedenler ile yanlış da anlaşılabiliyoruz. Nedeni alkol işte... Ne kazandırdı ki bana? Tüm değerlilerimi sildi süpürdü benden... Aldı ve beni bir boşluğa bıraktı... Soruyorum şimdi kendime değdi mi peki?... "Elbette Hayır"
Sağlıcakla kalınız efendim!...
