Bugün 8 şubat, Antepe gazilik ünvanı verilişinin yıl dönümüdür. Antepin etrafında dikenli tel örgüler, çocuklar, yetişkinler açlıkla mücadele içerisinde.
İnsanlar aç, sokaktaki hayvanlar aç. Sokağa çıkan çocuk hemen kayboluyor. Çünkü onu aç köpekler parçalayıp yemişler bile. İnsanlar, açlıktan ölen eşek ve köpek leşlerini içeri çekip gizlice yiyiyorlardı. Bazı çocuklar ot yemeye başlamışlardı.
İşte böyle fransız soykırımının yapıldığı bir Antep şehrinde, o anda Gazi Mustafa Kemal tarafından unutulmayan Antepe verilen Gazilik Ünvanı veriliyor. Bu müjdeli haberi mutasarrıfın hanımı Müfide Ferit Hanımefendi bir makale ile duyuruyor Anteplilere..
Ancak Antep yaslı, yaralı, her evde figan ağıt sesleri yükselirken, kimse duymadı bu gazilik ünvanını. Duyanlar da acı içinde bu mutluluğu yaşayamadı. Taki 1933 de İki Gazi buluşunca Antepli bu gazilik ünvanının mutluluğunu iliklerine kadar yaşadı. Aslında Antep harbi başladığı andan itibaren Antep in kaygısı Gazi Mustafa Kemalde idi.
O Antep'i hiç aklından çıkarmadı ki. Önce Kılıç Ali'yi, sonra Özdemir Bey'i, sonra Aslan Bey'i, sonra Şahin Bey'i, sonra Karayılan'a mektup yazarak onları Antep'e gönderdi. Kuvvai Milliye derneklerini kurdurdu. Antepin Bey mahallesine nüfus kaydını yaptırdı ve hemşehrisi oldu. Antepin şehir planını mister ayzere çizdirdi. Onun parasını ödedi.
Bu yazı, Antep Ankara hükümetinden hiçbir destek almadan kendini kurtardı diyen müfterilere kapak olsun.