Bakın, Allah, kime ne VERMİŞ ?
Diğer bi ifadeyle, Allah’ın verdiği imkân ile kim, ne ALMIŞ ?
Birleşik Arap Emirlikleri Başbakanı ŞEYH Raşit el Maktum, İngiltere’de 230 bin m2’lik bir bahçe içerisinde 103 odalı bir SARAYI 75 milyon sterline (yani 530 TRİLYON liraya) almış ancak, hizmetçilerini barındıracak yer bulamadığı için saray bahçesine 8 tane prefabrik GECEKONDU dikmiş. Bu durum ÇİRKİN olduğu için, komşuları tarafından şikâyet edilmiş.
Bu yüzden, ŞEYH’imize para cezası verilmesi bekleniyormuş.
Şeyhimiz, bu GECEKONDULARI oraya dikmeseymiş, bizim de (bugünkü gazetede anlatılan) bu meseleden haberimiz olmayacak imiş.
Şeyh’imiz burayı 2007 yılında almış. O zaman bu ev, dünyanın en PAHALI evi ünvanına sahip imiş.
Gör artık, Şeyh’imizin, bunun gibi daha nerelerde neleri vardır; kim bilir ki ?
Gördüğümüz gibi;
ALLAH, ŞEYH’e verdikçe VERİYOR !
Aynı Allah, diğer MÜSLÜMANLARA da, vurdukça VURUYOR !
Şeyhin yanı başında YEMEN’deki MÜSLÜMANLAR, yine Müslümanların (KÂFİRLERDEN alıp) attıkları BOMBALAR altında KATLEDİLİYOR ve bombalardan kurtulanlar da AÇLIKTAN ölüyor.
Biliyorsunuz ki, bir YAPRAK bile, Allah’tan İZİNSİZ ve HABERSİZ, dalından kopup da yere DÜŞMEZ.
Ve yine biliyorsunuz ki, ALLAH, her şeyi ÖNCEDEN görür, bilir, her şeye gücü yeter … !
Yani bütün bu iş ve işler de, Allah’ın sayesinde ve isteğiyle ve haberi dahilinde oluyor.
Ve işte görüyorsunuz ya …
Allah, insanlar arasında AYIRIM yapıyor ve istediğini REZİL istediğini VEZİR (Başbakan);
İstediğini SEFİL, istediğini de ZENGİN ediyor.
Bu durumu Allah, Kur’an’da şu şekilde anlatıyor:
Nahl 75 - ''Allah misal getirmiştir: hiçbir şeye kadir olmayan memluk (ESİR) bir KUL ile tarafımızdan güzel bir RIZKA nail olarak gizli ve aşikâr surette HARCEDEN bir HÜR ile biri memlûk KUL bir midir ? “
Nahl 76 - ''Allah iki kişiyi de misal göstermiştir: Biri DİLSİZDİR, hiçbir şeye gücü yetmez, EFENDİSİNE bir bârdır (YÜKTÜR), onu nereye yollasa o, hiçbir şey görmeden döner gelir. İşte bu kimse, adalet ile emreden, doğru yol üzerinde bulunan kimse ile BİR OLUR mu ?''
Şimdi şunu merak etmekteyim:
Allah, sevdiği bir KULUNU önce ŞEYH yapıp, sonra mı SARAYLAR veriyor; yoksa, önce ZENGİN edip sonra mı VEZİR ediyor.
ŞEYHLERE bakıyorum, heppisi de ŞEYH olarak DOĞUYOR.
Buna bakınca da, aklıma şu soru takılıyor:
Allah’ın SEVDİĞİ bir KUL olmak veya böyle DOĞMAK için neler yapmış olmak icab ediyor ?
Veya YEMEN’dekiler gibi (veya birbirinin KANINI İÇMEKTEN ZEVK alan diğer Müslüman âlemdeki) SEFİLLERDEN olmak veya öyle DOĞMUŞ olmak için ne yapmış olmak lazım geliyor ?
İki HURMA ile karnını doyurduğunu söyledikleri PEYGAMBER’in ümmeti Müslüman Kardeşlerim, bu sorularıma bi zahmet bi açıklık getirebilir mi acaba ?
SÖVMEDEN, sinirlenmeden; makul ve mantıklı bi şekilde ...
Son söz:
Allah’ın VERMEYİP de SEFİL ettiğine siz de VERMEYİN. Çünki, Allah bile İSTEMEMİŞ ve onu öyle bırakmış veya öyle yapmış. O da öyle kalmış.
Allah’ın VERDİĞİNE siz de VERİN. Zira Allah, Onu SEVMİŞ, öyle istemiş ve öyle yapmış, öyle YARATMIŞ.
(Not: Allah’ın, “ben istediğime istediğim kadar veririm” dediği ve buna göre verdiği RIZK konusundaki âyetleri, bu yazı uzun görünmesin diye, yorum bölümüne alıyorum.)
