Sayın Cumhurbaşkanı, “Yargı Reformu Stratejisi Programı”nda yaptığı konuşmada, yeni “Yargı Reformu” hakkında özet bilgiler verdi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamasına göre, bu yargı reformu stratejisinde 2 temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet bulunmakta. Yargı Reformu açıklandıktan sonra muhtelif kesimden pek çok isim değerlendirmelerde bulundu. TBB Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu, Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni olumlu bulduklarını belirtti. Madem konu yargıdan açıldı, reform dendi, bu reform “büyük bir proje” olarak takdim edildi. Öyleyse bu ülkenin bir vatandaşı olarak biz de görüşlerimizi belirtelim. Yıllar önce yazmak için bir kenara not aldığım konuyu bu vesile ile işlemiş olacağız.
Mevzubahis “Yargı reformu” daha ziyade “usule” taalluk etmekte. Biz ise “esas” hakkında mütalaamızı belirteceğiz. Şöyle ki: Bu ülke insanlarının yüzde 99’u Müslümandır. İster Cumhurbaşkanı, ister bakan, ister belediye başkanı, ister hâkim, ister savcı, ister polis, ister asker, ister sâir vazifelerde bulunan vatandaşlar olsun, ister serbest ticaret erbabı, çiftçi, işçi, ev hanımı olsun, bütün Müslümanlar bir gün vefat edecek, Kabir hayatından sonra Cenab-ı Hakk’ın Kıyamet’ten sonra bütün insanları tekrar dirilteceği günde, Haşir meydanında hesaba çekilecekler. Bütün Müslümanlar buna inanır, bunu bilir. O hesap gününü düşünür. İşte bu dünyadaki bütün işler gibi, “yargı işlerinde” de o “hesap günü” düşünülerek adım atılmalıdır.
Yargı meselesi gündeme gelince ilk kademede, polis, hâkim, savcı ve diğer yargı mensupları akla gelmekte. Bütün bu meslek erbabının “Âhiret hayatı” da göz önünde bulundurulmalıdır. Her canlı, her mevcut gibi, onlar da Allahu Teâlâ’nın huzurunda hesap vereceklerdir.
Sözü eğip bükmeden söyleyelim. Madem AB’ye uyum için kanun çıkarılması müdafaa ediliyor; ben de bu ülke nüfusunun yüzde 99’unu teşkil eden Müslümanların inancına ve âhiret hayatına “uyum için” kanun çıkarılmasını teklif ediyorum. Bu kanunlar da Allah’ın koyduğu kanunlar olmalıdır. Ki o kanunlar bu vatanda yaklaşık bin yıl uygulanmıştır. Söyler misiniz, o kanunlardan şikâyetçi olunduğu duyulmuş mudur?
Bugün bütün dünya, hukuk sistemi ve kanunlar cihetinden bir sancı içerisinde kıvranmakta. Fransa’nın bazı eyaletlerinde Kodsivil diye Malikî mezhebinin içtihadları uygulanmakta. İngiltere Parlamentosu’nda, “Şer’î hukukun alınması” görüşülmekte.
Geçtiğimiz altı ay boyunca, hoca arkadaşlarımla, “Alışveriş hukuku”nu okuduk. Okuduğumuz eserin müellifi Muhammed Tâki Osmani (Bir CIA operasyonunda şoförü ve koruması şehit oldu, kendi bu suikastı yaralı atlattı), yer yer Batı ülkelerinin ticaret hukukundan örnekler vermekteydi. Biz o örneklere de bakınca İslâm hukukun bu konudaki üstünlüğünü bir kere daha müşahede etmiştik. Bir kere daha gördük ki, Allah’ın kanunları, giyilen bir elbise gibi eskiyen kanunlar değil; belki vücudun cildine benzer; hiçbir zaman eskimez ve yıpranmaz; her zaman tazeliğini, gençliğini muhafaza eder. Hem Allah’ın kanunları insanlara iki cihânın saadetini te’min eder. İslâm hukukunun temel esası ve anayasası olan Kur’an-ı Azimüşşân, Allah’ın Kelâmıdır. Allah’ın “Kelam sıfatı”, Allah’ın Zât’ı gibi ezelî ve ebedîdir. Kur’an, hem harf ve ses cihetiyle ezelî olduğu gibi mânâ cihetiyle de ezelidir.
Adım gibi eminim, şu yazdığım konu bir gün bütün netliğiyle gündeme gelecektir. Madem “Yargı Reformu” diye usul gündeme geldi. Biz de “esas”ı gündeme taşıdık. Nasıl AB üyesi ülkelerde yaşayanların ekseriyetinin inancına uygun kanunlar iktibas edilmekteyse, ben de bir yazar olarak (yazar dedikse, hikâye, masal, roman yazmıyoruz) bu ülke nüfusunun yüzde 99’unun inancına uygun kanunların alınmasını gündeme getiriyorum. Hem de gündeme getirdiğim kanunlar tam bin yıl bu ülkede uygulanmış ve o zaman zarfında topu topu yirmiye yakın hırsızlık vak’ası görülmüş. Şimdi rekor kıran boşanma, fuhuş, uyuşturucu, kumar, vesair ahlak dışı faaliyetlere ise hemen hemen hiç rastlanmamış. İnsanlar bin sene huzur ve güven içerisinde yaşamışlar. Şahla geda hukuk önünde eşit olmuş. Fatih Sultan Mehmed, bir Rum ustayla yan yana muhakeme olmuş ve suçlu bulunmuş.
Madem herkes görüşünü beyan ediyor. İşte ben de beyan ediyorum: Bütün Müslüman vatandaşlar adına ve Müslüman olup da taşın altına elini koyan bütün görevliler adına, Allah’ın kanunlarının uygulanmasını arz ve talep ediyorum.