Yaşadığımız ‘şeyler’ göstermiştir ki, hiç birimiz ‘keskin’ gözlere sahip değiliz. Ne kadar dikkatli bakarsak bakalım gözlerimizden ‘kaçan’ bir şeyler var. Aramızdaki en ‘külyutmazlarımızın’ bile gözlerinden bir şeyler kaçmış, kaçıyor!
……..
Yaşadığımız ‘şeyler’ göstermiştir ki, çoğunluğumuzun midesi yaşanan şeyleri kaldıramıyor. Midelerimizdeki ekşime, yanma, kusma hissiyatı ciddi problem!
Söz gelimi; Bazı ‘gazetecilerin’ yorumları, vıcık vıcık yalakalıkları, bazı duyduklarımız olaylar, okuduğumuz haberler, gözümüze ‘sokulan’ sonradan görmüşlüğün, pespayeliğin, görgüsüzlüğün, kolay para kazanmanın şımarıklığı… El hak bu yaşadıklarımızı görüp kaldıracak mideye sahip olabilmek önemli ‘marifettir’.
Yaşadığımız şeyler ve midelerimizin durumu hiç iyi değil!
……..
Yaşadığımız şeyler göstermiştir ki çoğumuzun vicdanları yaralıdır. Duymamanın ve konuşmamanın sıkıntısı. Konuşamamanın itiraz etmememenin derin korkusu! Yaşadığımız şeyler bunu göstermiştir. Bilerek isteyerek ve korkudan susmak en sıradan bir özelliğimizdir artık!
Yaşadığımız şeyler göstermiştir ki vicdanlarımız sızlamaktadır. ’Kör’ ve ‘sağır’ bir vicdan bizleri hangi ‘bilinmezliğe’ götürecektir.
……
Yaşadığımız şeyler göstermiştir ki, çoğunluğumuzun elleri ayakları tutmaz olmuştur! ’El uzatmamak’, ’adım atmamak' ’yardıma koşmamak’, ’görmezden gelmek’ diye yeni özelliklerimizin hayatımıza girmesi bazılarımızın utanma duygularının körelmesi ile çoğalmıştır. Yaşadığımız şeyler bunu göstermiştir.
Yaşadığımız şeyler göstermiştir ki, utanma duygusu diye bir duygu artık yoktur. Utanması gerekenler utanmamakta,utanmaması gerekenler utanç duygusunun kaybolmasından dolayı utanmaktadırlar.
Nasıl karışık bir ‘şeydir’ bu?
………
Yaşadığımız şeyler göstermiştir ki, çoğumuzun aklı şaşmıştır. Aklımız bize oyunlar oynamaktadır. Aklımız kendi küçük fotoğrafının içine hapsolmuştur. Aklımız o kadar çok kendini düşünmektedir ki, aklımız başka akılları beğenmemekte başka fikirleri duymamaktadır. Aklımız bizle ‘alay’ mı etmektedir?
Yaşadığımız şeyler göstermiştir ki aklımızın başımızda olup olmadığı meçhuldür. Aklı başında olanlarımız umarız ki bu gidişatı değiştirecektir.
……..
Yaşadığımız şeyler hiç kolay şeyler değildir. Bütün bu şeylerin arasından umudu çoğaltmak geleceğe inanmak her kötülüğe inat güzelliği savunmak yan yana gelip güveni sevgiyi dayanışmayı istemek hayal etmek ‘salakça’ bir hayal kurmak sayılsa da ‘kendimize gelmek’ buna bağlıdır. Kendimize,önce kendimize inandırmamız gerekmektedir: Oturup her şeyi konuşabileceğimizi,anlayabileceğimizi bilmek ve inanmak!
Yaşadığımız şeyler az şeyler değildir. Günahlarımız çoğalmaktadır, bu günahlardan arınmak kolay olmayacaktır.
Yaşadığımız ‘şeyler’ gerçekten yaşanmış mıdır?